NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
37 - (2154) حدثنا
حسين بن حريث،
أبو عمار.
حدثنا الفضل
بن موسى.
أخبرنا طلحة
ابن يحيى عن
أبي بردة، عن
أبي موسى
الأشعري، قال:
جاء
أبو موسى إلى
عمر بن الخطاب
فقال: السلام عليكم.
هذا عبدالله
بن قيس. فلم
يأذن له. فقال:
السلام عليكم.
هذا أبو موسى.
السلام عليكم.
هذا الأشعري.
ثم انصرف.
فقال: ردوا علي.
ردوا علي.
فجاء فقال: يا
أبا موسى! ما
ردك؟ كنا في
شغل. قال: سمعت
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
يقول
(الاستئذان
ثلاث. فإن أذن
لك، وإلا فارجع).
قال: لتأتيني
على هذا
ببينة. وإلا
فعلت وفعلت.
فذهب أبو موسى.
قال عمر: إن
وجد بينة
تجدوه عند
المنبر عشية.
وإن لم يجد
بينة فلم
تجدوه. فلما
أن جاء بالعشي
وجدوه. قال: يا
أبا موسى! ما
تقول؟ أقد
وجدت؟ قال:
نعم. أبي بن
كعب. قال: عدل.
قال: يا أبا
الطفيل! ما
يقول هذا؟
قال: سمعت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يقول ذلك
يا ابن
الخطاب! فلا
تكونن عذابا
على أصحاب
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. قال:
سبحان الله!
إنما سمعت
شيئا. فأحببت
أن أتثبت.
{37}
Bize Hüseyin b. Hureys
Ebû Ammâr rivayet etti. (Dediki) : Bize Fadl b. Musa rivayet etti. (Dediki):
Bize Talha b. Yahya, Ebû Bürde'den, o da Ebû Musâ'l-Eş'arî'den naklen haber
verdi. Şöyle demiş:
Ebû Musa, Ömer b.
Hattâb'a gelerek: Esselâmu aleykum! Ben Abdullah b. Kays'ım, dedi. Fakat Ömer
ona izin vermedi. Yine:
— Esselâmu aleykum! Ben Ebû Musa'yım. Esselâmu
aleykum! Ben Eş'ari'yim, dedi. Sonra çekildi, gitti. Ve :
— Bana cevap verin! Bana cevap verin! dedi.
Arkacığından Ömer gelerek:
— Yâ Ebû Musa, seni ne reddetti? Biz işteydik,
dedi. Ebû Musa:
— Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'i:
«İzin istemek üç
keredir. Sana izin verilirse ne âlâ, yoksa dönuver.» buyururken işittim. Ömer:
— Bunun üzerine bana mutlaka şahit getirmelisin.
Yoksa şöyle yaparım, şöyle ederim, dedi. Ebû Musa da gitti.
Ömer demiş ki: Eğer
şahit bulursa, onu akşama minberin yanında bulursunuz. Şahit bulamazsa, onu
bulamazsınız. Akşam olunca onu bulmuşlar. Ömer:
— Yâ Ebâ Musa ne diyorsun, şahit buldun mu?
diye sormuş. Ebû Musa :
— Evet! Übeyy b. Kâ'b'ı! demiş. Ömer:
— Âdildir diyerek yâ Eba't-Tufeyl! Ne diyor bu?
demiş. Übeyy:
— Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'i bunu söylerken işittim. Ey Hattaboğlu! Binâenaleyh sakın Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabı üzerine azab olma! demiş. Ömer:
— Sübhânallah! Ben ancak bir şey işittim. Ve
onun aslı olup olmadığını anlamak istedim! cevâbını vermiş.
(2154) - وحدثناه
عبدالله بن
عمر بن محمد
بن أبان. حدثنا
علي بن هشام
عن طلحة بن
يحيى، بهذا
الإسناد، غير
أنه قال: فقال:
يا أبا
المنذر! آنت
سمعت هذا من
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم؟ فقال:
نعم. فلا تكن،
يا ابن
الخطاب! عذابا
على أصحاب
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. ولم
يذكر من قول
عمر: سبحان
الله، وما
بعده.
{…}
Bize bu hadîsi Abdullah
b. Ömer b. Muhammed b. Ebân da rivâyet etti. (Dediki): Bize Alî b, Hâşim, Talha
b. Yahya'dan bu isnâdla rivayette bulundu. Yalnız o şöyle dedi:
— Bunun üzerine yâ Eba'l-Münzir! Bunu
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den sen mi işittin? diye sordu. O da:
— Evet! Ey Hattaboğlu! Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)''in ashabı üzerine azab olma! dedi. Ömer'in Sübhanallah
dediğini ve ondan sonraki sözünü anmadı.»
İzah:
Bu hadîsi Buhârî
«Kitâbu'l-lsti'zan»'da; Ebû Dâvud «Kitâbu'l-Edeb»'de tahrîc etmişlerdir.
Hz. Übeyy'in: «Onunla
beraber kavmin en küçüğünden başkası kalkmaz» demesi Hz. Ömer'in sözünü red
içindir. Bu sözün mânâsı şudur: Hz. Ebû Musa'nın söylediği bu söz meşhur bir
hadîstir. Bunu biz büyüğümüz küçüğümüz biliriz. En küçüğümüz bile onu
bellemiştir.
Hz. Ebû Musa korku ve
telâş içinde gelerek: «îzin istemek üç keredir!» dediği vakit ashabın
gülmeleri, onun telâşına şaştıkları içindir. Çünkü bu hadîsi hepsi Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işitip belledikleri için bu babda ona veya
başkasına bir ceza verilmeyeceğinden emin idiler.
Hz. Ömer'in Ebû Mûsa'ya
karşı bu kadar sert ve titiz davranması, onun yalan söylediğinden şüphe ettiği için
değildir. Haber-i vahidi kabul etmediği için de değildir. Hz. Ömer ikide birde
her mes'elede hadîs rivayet etmek moda olur da, bunu münafıklarla yalancılar
hatta bâzı bid'atçılar fırsat bilerek her mes'elede yalandan bir hadîs
uydururlar diye korktuğu için yapmıştır. Daha doğrusu Ebû Musa'nın rivayetinden
şüpheye düştüğü için değil, başkalarının cür'et ve nifakından korkarak rivayet
kapısını kapamak istemiştir. Yoksa Ebû Mûsa'nın hadîs uyduracak kimselerden
olmadığını kendisi pek âlâ bilirdi. O bu davranışıyle Hz. Ebû Musa'yi vasıta
yaparak başkalarını menetmek istemiştir. Artık Ebû Musa kaziyyesini gören bir
münafık veya yalancı, hadîs uydurmak niyetinde olsa bile korkusundan bundan vaz
geçerdi.
Babımız son rivayetinde
görüldüğü vecihle Hz. Übeyy: «Ey Hattâb oğlu! Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in ashabına azâb olma!» dediği vakit Ömer (Radiyallahu anh) 'in:
«Sübhanellah! Ben ancak bir şey işittim. Ve onun aslı olup olmadığını anlamak
istedim» demesi de söylediklerimizi te'yid. eder.
Nevevî diyor ki :
«Ulema İzin istemenin meşru' olduğuna icma' etmişlerdir. Bu hususta Kur'ân ,
sünnet ve icma-ı ümmetden birçok deliller vardır. Bu işin sünnet vechi selâm
verip üç defa izin istemektir. Böylece selâmla izin isteme bir araya getirilmiş
olur. Nitekim bu cihet Kur'ân-ı Kerîm'de tasrih buyurulmuştur. Ulemâ selâmın mı
önce verileceği yoksa iznin mi önce isteneceği hususunda ihtilâf etmişlerdir.
Sünnetin ifâde ettiği muhakkik ulemanın da kail olduğu sahîh kavle göre evvelâ
selâm verilir. Sonra, gireyim mi? diye sorulur. İkinci kavle göre evvelâ izin
istenir. Üçüncü kavle göre —ki bu kavil ulemamızdan Marûdî'nin mezhebidir— izin
isteyen kimse içeriye girmezden önce ev sahibini görürse evvelâ selâm verir.
Aksi takdirde evvelâ izin ister. Selâmın önce verileceği hususunda Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den iki sahîh hadîs rivayet olunmuştur.
Üç defa izin ister de
kendisine izin verilmez ve hâne sahibinin işitmediğini zannederse, bu hususta
üç mezheb vardır. Bunların en meşhur olanına göre, oradan dönüp gider, izin
istemeyi tekrarlamaz. İkinci kavle göre izin istemeye devam eder. Üçüncü kavle
göre izin kelimesiyle söze başlamışsa onu tekrarlamaz, başka bir sözle izin
istemişse tekrarlar. Bu hususta en açık delille amel etmek isteyenin hücceti
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bu hadîste bildirilen (Kendisine
izin verilmezse, geri dönüversin) sözüdür. îzin istemeye devam eder diyenler
izin istemeyi ,ev sahibinin işittiğine hamlederler.»
Bu rivayetler kapıya
gelen bir müslümanın sâde selâm vermekle'yetinmeyip, kendisini ev sahibine
bildirmenin lüzumuna ashab-ı kiramın hak uğrunda kimseden korkmadıklarına
delildirler.